Nezihe Muhittin'in başkanlığında Türk Kadınlar Birliği kuruldu.
05.02.1924
“Dünyada her şey kadının eseridir.”
Mustafa Kemal Atatürk
Nezihe Muhittin,
· İstanbul’lu, varlıklı ve aydın bir ailenin kızı olarak 1889 yılında doğuyor.
· 1909 yılında Fen dersi öğretmeni olarak çalışmaya başlıyor.
· İttihat ve terakki Kız Sanayi Mektebi,
· Selçuk Hatun Sultanisi müdürlüğü yapıyor.
· Maarif Müfettişi oluyor.
· 1911 yılında ilk Romanını çıkartıyor.
· 1913 tarihinde Türk Hanımları Esirgeme Derneğini kuruyor.
· Kadın konulu yazıları Hanımlara Mahsus Gazetesinde zekiye imzası ile yazıyor.
· Kendi imkânları ile Türk Kadın Yolu Dergisi kuruyor.
· 15 adet roman yazıyor.
Kadın denilince, herkeste olduğu gibi, bende de annem gelir aklıma.
Annem, nurlar içinde yatsın. Mekânı Cennet olsun.
Beş evlat yetiştirdi. Muhteşem bir kadındı.
Onun ezilmesini, ağlamasını, üzülmesini hiçbir evlat gibi bizlerde istemezdik. Anne çok önemliydi. Anne kadındı. Kadın önemliydi.
Sonra ben kadın olayını iki kızkardeşimle; daha sıcak, daha yakın hissettim. Kızkardeşlerim, Suzan, Süreyya… Benim için çok önemliydi, önemlidirler.
Ardından; kız yeğenlerim, Yasemin, Ahenk ve Deniz… Onlarda bir hayli önemlidirler. Onlara zarar gelmesine asla tahammül edemem.
Ve de kızım Elif, Onun saçının teline zarar gelmesini istemem.
Bunlar benim ilk aklıma gelen kadınlar.
Yakın kadın akrabalarımı, saymakla bitiremem. Ayrıca:
Asistanım Tuğba, Sanat Danışmanım, Nilüfer ve Basın Danışmanım Tuğçe… Birde dostlarım, arkadaşlarım…
Benim sözünü ettiğim bu kadınlar, inanki çok cesur, yürekli, başarılı kadınlardır. Bütün kadınlar gibi onlarda birer değerlerdir…
Kadınlar! Ah kadınlarımız!
Oysa dünyada ne kadar çok kadın var.
Bir de bunların hakları var. Bir de bunların dernekleri var.
Türk Kadınlar Birliği Başkanı, Av. Sema Kendirci, benim can dostlarımdan biridir. Tam bir Türk kadınıdır. Yaptığı işin hakkını veren biridir. Onu uzun süre görmezsem özlerim, çok özlerim.
Onun anlattıkları bende altın değerindedir. Sohbetine doyum olmaz.
Bir tek sıkıntımız vardır! Biz konuşurken hiç durmayan telefonlar!
Onun sabrına hayan olurum.
Aralıksız gelen telefonlardan bir kere bile of dediğini duymadım, bir kere yüzünü astığını, canının sıkıldığına şahit olmadım.
Tam tersi her bir alo deyişinde, karşı taraf ondaki güveni, ondaki huzuru hisseder. O kendinden oldukça emindir, bunu karşındakine de; yanındaysa vücut diliyle, değilse sesinin tınıyla hissettirir.
Sema’nın yanında farklı hissedersiniz.
Gerçekten güven verir. Bir ana gibi, bir kadın gibi!
O Türk kadınlar Birliği Genel Başkanı’dır.
Bugünün; önemli bir yıldönüm olduğunu okuduğum zaman, kadını, kadınları, anamızı, bacımızı, kızımızı bir kez daha düşündüm. Çok düşündüm!
1923 tarihinde, yürekli kadınlar ve içlerinde çok cesur bir hanım, bir yazar, bir öğretmen:
Nezihe Muhittin
Önderliğinde, Darulfünun’da topladıkları
‘Kadınlar Şurasında’
Kadınlar Halk Fırkası
Adıyla bir siyasi örgüt kuruyorlar.
Hükümet tarafından onaylanmayınca, siyasi parti kimliği dernek olarak değiştiriliyor.
1924 tarihinde, Türk Kadınlar Birliği kurulmuş oluyor.
Birliğin Yönetim Kadrosu:
Başkan: Nezihe Muhittin
Murahhıs ı Mesul: Nimet Reşide
Katib i Umumi: Mediha Mazhar
Üyeler:
Latife Bekir, Faize Atıf, Halit Şükrü, Şadiye Afif, Güzide Osman, İffet İhsan…
Eli öpülesi kadınlar.
“Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o ilahi anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim.”
Mustafa Kemal Atatürk
Bizlerin böyle kadınlara çok ihtiyacı var. Böyle cesur yürekler olmasaydı, ben sizlere bu rahatlıkla ulaşabilirmiydim, istediklerimi yazabilirmiydim. Biraz önce sözünü ettiğim, ailem bugünkü gibi rahat olabilir miydi? Bizlerin söz hakkı sizce bugünkü gibi olabilir miydi? Haklarımızı bizlere bildiren, bilmediklerimizi hatırlatan, bizler için mücadele veren bu kadınların elleri tabiki öpülür.
Kadın anadır, Ana kutsaldır.
Kadınlara yapılan eziyetleri okudukça, analara verilen acıları gördükçe, küçük çocukların çektikleri eziyetleri duyunca içimiz acımıyor mu? Acıyor.
Ben bir kez daha böyle yürekli kadınları kutluyorum.
Nezihe Muhittin’e Allah’tan rahmet diliyorum.
Avukat Sema Kendirci’ye de başarılarının daim olmasını diliyorum.
Nazan Şara Şatana