BAŞBAKANIN VE HÜKÜMETİN TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİ, KADIN BEDENİNİ, DOĞURGANLIĞINI VE CİNSELLİĞİNİ HEDEF ALAN POLİTİKALARINA SONUNA KADAR HAYIR DİYORUZ!
Kürtajı yasaklamak için başlatılan sürecin DERHAL durdurulmasını talep ediyoruz!
Kürtajın yasaklanması veya süre ve koşullarının daha da daraltılması:
· kadınların sağlık ve yaşam haklarının ihlalidir!
· kadınların cinsel ve doğurganlık sağlıkları ve hakları ile ilgili karar verme haklarının ellerinden alınmasıdır!
· kadınların eşit bireyler olarak görülmediği süregelen muhafazakar zihniyetin bir başka tezahürüdür!
Kürtajın yasaklanmasına dair çalışmaların bir süredir planlandığı, Başbakan’ın Mayıs ayının son haftasındaki demeçleriyle ortaya çıktı. Hiçbir bilimsel veriye dayanmayan bu vahim girişim dünya deneyiminin de gösterdiği gibi kürtaj oranlarını düşürmeyeceği gibi, güvensiz koşullarda kürtaja yol açıp kadın ölümlerini artıracaktır.
KÜRTAJ DEĞİL, ESAS KÜRTAJIN YASAKLANMASI CİNAYETTİR!
KADINLARIN ÖZGÜR TERCİHİYLE YAPILAN GÜVENLİ KÜRTAJ YAŞAM HAKKIDIR; KISITLANAMAZ, YASAKLANAMAZ!
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, güvenli olmayan koşullarda yapılan düşükler nedeniyle her yıl dünya çapında on binlerce kadın hayatını kaybetmektedir. Türkiye’de istenmeyen gebeliklerin istemli olarak sonlandırılmasına yasal olanak sağlanması anne ölüm hızının düşmesine katkı sağlamış ve bu oran 1970’lerden 2000’lerin ortalarına, 100 bin canlı doğumda 250’den 28’e düşmüştür. Kürtajın Türkiye’de arttığı yönünde hiçbir veri yoktur; tam tersine 1993’te 100 gebelikten 18’i kürtajla sonuçlanırken, bu oran 2008’de yüzde 10’lara gerilemiştir. 1994 ile 2011 yılları arasında 26 ülke kürtaj ile ilgili engelleri kaldırmaya yönelik adımlar atmışken, Türkiye’de yasaklanması veya kısıtlanması kabul edilemez. Güvenli kürtaj hakkının kullanımını sadece tıbbi zorunluk ve tecavüz durumlarıyla kısıtlamak, kadınların temel bedensel ve cinsel haklarını marjinalleştirmekte ve hakkın kullanımını mecburiyet koşullarına indirgemektedir.
Ücretsiz, kolay erişilebilen, yüksek standartlardaki doğum kontrol yöntemlerini teşvik etmek yerine kürtajın kısıtlanarak ya da yasaklanarak kadınların sağlık ve yaşama hakkının riske atılmasına karşı çıkıyoruz. Kürtaj bir seçim özgürlüğü olduğu kadar aynı zamanda sosyal bir hak olarak da yaşamsaldır. Çünkü kadınlar için özgür, ücretsiz, ulaşılabilir, güvenli, yasal bir kürtaj hakkı aynı zamanda yaşam hakkıdır. Asıl cinayet kadınları hayatlarını riske atacak tehlikelere zorlamaktır.
GÜVENLİ KÜRTAJ HAKKI, KADINLARIN KENDİ BEDENLERİ ve DOĞURGANLIKLARI ÜZERİNDE KARAR VERME HAKKININ VAZGEÇİLEMEZ BİR PARÇASIDIR!
Kişinin kendi bedeni üzerindeki kontrol ve güvenli kürtaja erişimi de içeren cinsel sağlık ve üreme sağlığı haklarının kısıtlanması temel insan haklarının ve kadının insan haklarının açıkça ihlalidir. Türkiye, hem kendi mevzuatı hem de taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca, cinsel ve üreme sağlığı hakları konusunda yeterli ve kapsamlı hizmetler sunmak ve bu hizmetleri erişilebilir kılmakla yükümlüdür. Türkiye’de çocuk yaşta evlilikler, zorla evlendirmeler, kadın cinayetleri, tecavüzler, kadın cinselliği üzerinde oluşturulan ahlaki baskı mekanizmaları normalleştirilmiştir. Doğum kontrol sorumluluğu temel olarak kadınlara yüklenmiştir. Ancak kadınların ücretsiz doğum kontrol araçlarına kolayca erişemediği, en yaygın doğum kontrol yönteminin geri çekme olduğu, kadın istihdamının düşmeye devam ettiği ve kadın yoksulluğunun hızla arttığı bir ülkede kadınların gebeliğini isteyerek sonlandırma hakkını kısıtlamak veya yasaklamak kadınları tehlikeli koşullarda kürtaja sürükleyecek açık bir ayrımcılıktır.
MİLİTARİST, AYRIMCI SÖYLEM ve UYGULAMALARLA İNSAN HAKLARINA SALDIRILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!
Başbakan “Her kürtaj bir Uludere’dir” diyerek, kadınların bedensel haklarını yaşama geçirmeleri ile bombalı bir saldırıyla insanların öldürülmesini eş tutmuştur. Bu ayrıca Kürtlerin ve kadınların insan haklarını tartışmaya açan ayrımcı ve militarist bir açıklamadır; oysa devletin birincil görevi tüm vatandaşlarının insanca yaşamalarını sağlamak, eşitlik, hak ve özgürlüklerini güvence altına almaktır.
Türkiye’nin taraf olmakla övündüğü Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin 16.1.e maddesine göre “kadınlar çocukların sayısına ve dünyaya getirilme zamanına serbestçe ve makulce karar verme hakkına sahiptir”. Kürtajın yasaklanması yönünde hükümetin bu girişimi kadınların kendi bedenleri üzerinde tasarruf hakkını yok sayan, kadınların birincil varlık sebebini soyun üremesi olarak gören, neo-liberal nüfus politikalarını kadın bedeni üzerinden kurgulayan süregelen kadın düşmanı zihniyetin bir başka ürünüdür.
Böylesi bir karar milyonlarca kadının yaşam hakkının ve kadın, erkek ve çocukların insan onuruna yaraşır bir yaşam sürme haklarının açık bir ihlali anlamına gelir.
Biz imzacı örgütler olarak, kürtajı yasaklamak için başlatılan sürecin ve Başbakan ve Hükümetin kadın bedenini hedef alan siyasetinin DERHAL durdurulmasını talep ediyoruz!
Adana Kadın Dayanışma Merkezi ve Sığınmaevi Derneği (AKDAM)
Amargi Kadın Akademisi
Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifi
CEDAW Sivil Toplum Yürütme Kurulu
Cinsel Şiddete Karşı Kadın Platformu
Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD)
Cumhuriyet Kadınları Derneği
Çanakkale Kadın El Emeğini Değerlendirme ve Kadın Danışma Merkezi (ELDER)
Çankırı Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
Çiğli Evka 2 Kadın Kültür Evi Derneği (ÇEKEV)
Diyanet ve Vakıf Emekçileri Sendikası Muş Şubesi
Eğitim-Sen Sendikası Muş Şubesi
Emek Partili Kadınlar
Emekli-Sen Muş Şubesi
Eşitlik İzleme Grubu (EŞİTİZ)
Ev Eksenli Kadınlar Çalışma Grubu
Feminist Atölye (FEMA)
Filmmor Kadın Kooperatifi (FİLMMOR)
Haklı Kadın Platformu
Hayat Televizyonu Ekmek ve Gül Ekibi
Hür Basın Derneği
İnsan Hakları Derneği Muş Şubesi
İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı (İKGV)
İris Eşitlik Gözlem Grubu
İstanbul Feminist Kollektif (İFK)
İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Türkiye Federasyonu
İşçi Kardeşliği Partili (İKP) Kadınlar
İzmir Bağımsız Kadın İnisiyatifi
İzmir Kadın Dayanışma Derneği
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Adana Şubesi
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Ankara Şubesi
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Bursa Şubesi
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Eskişehir Şubesi
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Genel Merkezi
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) İzmir Şubesi
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Kadıköy Şubesi
Kadın Emeği Çalışan Feminist Araştırmacılar (KEFA) Grubu
Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) Platformu
Kadın Erkek Eşitliği Derneği (KAZETE-DER)
Kadın Partisi Girişimi
Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği (KİH - YÇ)
Kadınlara Hukuki Destek Merkezi Derneği (KAHDEM)
Kadınların Medya İzleme Grubu (MEDİZ)
Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV)
Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (KAOS GL)
Kazdağı Kadın Dayanışma Grubu
KAZETE
Kırmızı Biber Derneği
Koza Kadın Derneği
Mavi Kalem Derneği
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği
Muş Kadın Derneği (MUKADDER)
Muş Teknikerler Birliği Odası
Muş Ticaret ve Sanayi Odası
Mühendisler Odası Muş Şubesi
Nilüfer Kadın Dayanışma Merkezi
Nilüfer Kadın Meclisi
Sosyal Kalkınma ve Cinsiyet Eşitliği Politikaları Merkezi
Sosyalist Feminist Kollektif (SFK)
Şiddete Karşı İzmir Kadın Koordinasyonu
Tema Vakfı Muş Şubesi
Tes-İş sendikası Muş Şubesi
Türk Kadınlar Birliği Genel Merkezi ve Tüm Şubeleri
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER)
Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği
Van Kadın Derneği (VAKAD)
Varto Din Görevlileri
WINPEACE –Türkiye
Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği
Yaşam Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi (YAKA-KOOP)
Yüksekova Kadın Derneği