Türk Kadınlar Birliği ve koleksiyoner Mert Rüstem iş birliğiyle hazırlanan “Haremden Özgürlüğe Türk Kadınının Bağımsızlık Öyküsü” konulu fotoğraf sergisi bütün bir dünyaya ilham olan Türk kadın mücadelesinin 100 yıllık tarihini hatırlatmak üzere Başkentli sanatseverlerin ziyaretine açıldı.
Cumhuriyetin 100. yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Haremden Özgürlüğe Türk Kadınının Bağımsızlık Öyküsü” konulu fotoğraf sergisi koleksiyoner Mert Rüstem ve Türk Kadınlar Birliği iş birliğiyle İzmir’in ardından Başkentli sanatseverlerin ziyaretine açıldı. Sergi, Türkiye’de kadın mücadelesinin 100 yılını gözler önüne seriyor.
Hamza Rüstem Fotoğrafhanesi’nin yöneticisi koleksiyoner Mert Rüstem’in arşivine yer veren sergi; bir ülkenin emperyalizme karşı açtığı savaşı nasıl zafere dönüştürdüğünü, ardından gelen devrimlerle olanaksız koşullarda bir halkın kendine yetebilecek ekonomik düzeni nasıl sağladığını, gerçek bir bağımsızlığın kadının ve erkeğin eşit koşullara sahip olması ile mümkün olduğunu gösteren bir deneyimi Türkiye’nin dört bir yanında göz önüne serme hedefinde.
Sergide, Türk Kadınlar Birliği’nin de kurucuları arasında yer alan Nezihe Muhiddin’den Latife Hanım’a; Benal Nevzat’tan, Ayşe Mayda’ya; Bedia Muvahhit’ten Keriman Halis’e pek çok öncü kadından izler bulunuyor. Sergi, Türk Kadınlar Birliği’nin demorasinin inşasındaki rolünü ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilke ve devrimlerini taşımaktaki önderliğini gösteriyor.
Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Sema Kendirci Uğurman, serginin hem Cumhuriyet’in hem de Türk Kadınlar Birliği’nin gelecek yıl kutlayacağı 100. yılına ithafen hazırlanmış olduğunu dile getirerek, “Burada kadın mücadelesinin 100 yılı var. Biliyorsunuz Türkiye’de Kurtuluş Savaşının hemen akabinde bütün bir demokratik haklarını istemek üzere örgütlenip kadın mücadelesini başlatan aydın ve cesur kadınlar var. Şu gerçek ki onların mücadelesine her zaman destek vermiş ve Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte resmi olarak da destek veren bir önder var. Dolayısıyla burada, gördüğünüz bütün fotoğraflarda o kadınların mücadelesi ve Ulu Önder’in desteği var” diye konuştu.
Serginin Türk Kadınlar Birliği’nin tarihinden pek çok iz taşıdığını belirten Uğurman, “Seçme ve seçilme hakkı kazanıldığında Türk Kadınlar Birliği’nin yapmış olduğu 7 Nisan 1930 tarihli ilk mitingin, 1935 yılında Atatürk’ün himayesinde Dünya Kadınlar Birliği’nin Türk Kadınlar Birliği ev sahipliğinde toplanışı… Türkiye’de bir çağdaşlaşma mücadelesi vardı ve bu Cumhuriyetle başladı. Kadınlar bu mücadeleye örgütlü olarak katıldılar ama arkalarında daima ilkesiyle, dünyaya bakışıyla, çağdaşlaşma ülküsüyle onlara destek çıkan Atatürk’ü de kadınlar unutturmayacaktır. Yıllar önce kadınsız bir demokrasinin gerçek demokrasi olmayacağını ifade etmişti. Sahip çıktığımız düşünceleri yüzyıllarca ellerimizden yarına taşınacaktır diye düşünüyoruz. Onun yanındaki kadınları sosyal, siyasal ve ekonomik hayata sokuşu öyle kıymetli ki; bu sergiyi gezip duygulanmamak elde değil. Buna ev sahipliği yapıyor olmak çok kıymetli” dedi.
Gelecek yıl Türk Kadınlar Birliği’nin de 100. yılını kutlayacağını dile getiren Uğurman, “Kadınlar bundan 100 yıl önce taleplerini dile getirip bir parti kurmuşlar. Dünya üzerinde böyle bir tarih yok. Bu ülkede çağdaşlığın ve hak mücadelesinin simgesi kadınlar. Bütün devrimlerin sahibi, yapıcısı ve mücadelecisi; onları öne çıkaranlar kadınlar. Tıpkı tarih boyunca süregeldiği gibi gelinen nokta her ne olursa olsun mücadelemiz devam edecek” dedi.
Türk Kadınlar Birliği İzmir Şube Başkanı Sevtap Şirin, bu sergiyle Cumhuriyet’in kadınlara neler kazandırdığını hatırlatma amacında olduklarını dile getirerek, “Sergiyle Cumhuriyet öncesinden 1940’lara, 1950’lere kadar uzanan bir zaman diliminde kadının mücadelesini aktarmaya çalıştık. Cumhuriyet kazanımlarının kadının yaşamındaki önemini, kadının yaşamını nasıl etkilediğini, çalışma yaşamına katılan, özgürleşen kadının değişimini göstermek istedik. Biz İzmir’de amacımıza ulaştık. Almanya’dan da güzel dönüşler aldık; ileriki süreçte yine beş şehir daha gezeceğiz. Türk kadınlarının mücadelesi bütün bir dünyaya ilham. Dolayısıyla kıymetini bilelim, unuttuklarımızı hatırlayalım, hedefimiz bu. Gezici bir sergi olmamızın sebebi de bu; mücadelemizi hem yurt içinde hem de yurt dışında hatırlatmak” diye konuştu.
Hamza Rüstem Fotoğrafhanesi’nin yöneticisi koleksiyoner Mert Rüstem, “İzmir’de bir laf vardır, şöyle derler; ‘İzmirli her ailenin albümünde Hamza Rüstem’in fotoğrafı vardır. Her aile muhakkak ona gülümsemiştir.’ Ben bu geleneğin son temsilciyim. Bu koleksiyonda, ailemin arşivinden oluşan derlemelerle Türk Kadınlar Birliği ile iş birliği içerisinde modern Türk kadınını anlatmak istedik. Koleksiyonu insanlara göstermek, elimdeki arşivlerden bir üretim çıkarmak her zaman önceliğim. Burada anlatmak istediğimiz Türk Kadınlar Birliği’nin tarihinin yanı sıra Mustafa Kemal’in de desteğiyle Türk kadınının hayatın her alanında var olup çağdaş ve modern bir hale gelişi. Bu sergiyi gezince göreceksiniz ki, 30’lu 40’lı yıllarda çok daha modern bir Türkiye yaşıyormuş” dedi.
Yine camekanlarda sergilenen Cumhuriyet’in ilk yıllarından kalma çeşitli orijinal malzemelere dikkat çeken Rüstem, “Örneğin göreceksiniz ki camekanlardaki savaş yıllarının fotoğrafları oldukça küçük; çünkü fotoğraf kağıtları çok zor bulunuyor ve olabildiğince küçük boyutta basılıyor. Bunun yanı sıra paspartu kullanılıyor, o yıllarda fotoğraf çok kıymetli olduğundan yırtılmasından bu şekilde sakınılıyor” diye konuştu.
Sergi süresince, serginin fotoğraf ve metinlerinden oluşup, Türkçe-İngilizce olarak hazırlanan kitabı da kız çocuklarının eğitim masrafında kullanılmak üzere satışta olacak. “Haremden Özgürlüğe Türk Kadınının Bağımsızlık Öyküsü”, 1 Ocak’a dek Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde kadın mücadelesinin tarihini hatırlamak isteyen Başkentlileri ağırlayacak.